Resulullah Efendimizin dünyayı şereflendirdiği yıllarda Arabistan’da edebiyat zirvedeydi. O yıl yazılan en güzel yedi şiir “Ukaz Panayırı”nda okunur ve Kâbe-i muazzamanın duvarına asılırdı. Bu şiirlere “Muallakat-ı seba” denirdi ki sahiplerine büyük paye kazandırırdı. O devrin en büyük Muallakat-ı seba şairlerinden biri de Züheyr bin Ebû Sülma’dır. Yazdığı bir şiirle iki düşman kabilenin reislerini övmüş ve kanlı bir kavgayı önlemiştir... Bütün akrabaları şâirdi...
Züheyr sadece şair değil, aynı zamanda âlimdir. Fahr-i âlem dini tebliğe başlamadan yıllar önce ahir zaman peygamberinin geleceğini bilir ve yer yer vahdaniyetten bahseden şiirler söylerdi...
Züheyr’in sadece kendisi değil, bütün akrabaları edebiyatla uğraşırlar ki; aileden 11 ünlü şair çıkar. Karşı çıkmasına rağmen oğulları Ka’b ve Büceyr’i şiirden koparamaz. Bu arada Züheyr içten içe oğlunun sanatını merak etmeye başlar. Bir gün onu atının terkisine atar ve engebeli bir arazide var gücüyle sürmeye başlar. O anda aklına geliveren birkaç düzensiz cümle söyler, bunları kalıba sokmasını ister. Kâ’b dikkatini dengesine verdiği halde veciz beyitler dizmekte zorlanmaz. Züheyr bile “pes” der. Görünen o ki bu çocuk müstesna bir kabiliyettir ve şiiri asla bırakmaz. Ona mani olamayacağına göre işi akışına bırakmalıdır. Artık ne çocuğunu üzer, ne de kendini yorar.
O günlerde Muallakat-ı seba şairlerinden Nabiğa, Züheyr’i ziyaret eder ve bir süredir takılıp kaldığı bir mısra hakkında akıl sorar. İki ünlü şair kara kara düşünürlerken, Kâ’b şiiri şekle sokar ve okumaya başlar. Züheyr “Kâbe’nin Rabbine yemin olsun ki seninle övünüyorum” der ve bir bakıma önünü açar.
Artık ölüm döşeğindedir...
Züheyr, artık ölüm döşeğindedir... Oğlu Kâ’b (Müslüman olduktan sonra meşhur “Kaside-i Bürde”yi söyleyerek Resulullah Efendimizin iltifatlarına mazhar olan oğlu) diğer oğlu Büceyr ve kız kardeşi Hansa’yı başına toplar ve onlara son konuşmasını yapar:
“Rüyamda gökten bir ip uzatıldı. Ona yapışmak için çok uğraştım ama tutamadım. Bu ip geleceği müjdelenen ahir zaman Peygamberini işaret ediyor, benim ona yetişemeyeceğim açık. Şayet siz o güne ulaşırsanız Şanlı Resule sahabe olun, yanından ayrılmayın!”
Bu onun son sözleri olur...