Irak evliyâsından Ali bin Heytî hazretleri, 1168 (H.564) senesinde Rezirân’da vefât ettiğinde yüz yaşını geçmişti. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Ali bin Heytî, Allahü teâlânın ihsânlarına kavuştu. Tâc-ül-Ârifîn Ebü’l-Vefâ hazretlerinin talebesidir. Hocası, onu diğer talebelerinden önde tutar, üstünlüğünü bizzât kendisi söyler ve çok överdi.
Ali bin Heytî çok talebe yetiştirdi. Âlimler huzûruna gelir, ona talebe olmakla şereflenir, pek büyük makamlara kavuşurlardı. Allahü teâlâ insanların gönüllerine onun heybeti ve sevgiden doğan korkusunu, kalplerine de sevgisini yerleştirdi. İnsanlara rehber eyledi. Dînin emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçmakta çok titiz olup, mütevâzı, alçak gönüllü idi... Canı taze hurma istedi!
Ali bin Heytî’nin, Reyhâne isminde sâlih bir hizmetçisi vardı. Reyhâne bir gün hastalandı. Hastalığı ağırlaştı. Sekerât hâlinden önce, canının taze hurma istediğini bildirdi. O zaman Rezîrân beldesinde tâze hurma mevsimi değildi. Ali bin Heytî’nin, Ketfân taraflarında Abdüsselâm isminde sâlih bir arkadaşı vardı. Orada, o mevsimde tâze hurma bulunurdu. Ali bin Heytî, Ketfân beldesine doğru dönüp;
“Yâ Abdüsselâm! Bize biraz tâze hurma getir!” buyurdu.
Allahü teâlânın izni ile bu sesi, kilometrelerce uzakta olan Abdüsselâm işitti. Hemen tâze hurma toplayıp, yine Allahü teâlânın yardımı ile bir anda Rezîrân’a Ali bin Heytî’nin yanına geldi. Tâze hurmaları yiyen Reyhâne’ye, Abdüsselâm;
“Yâ Reyhâne! Şu ölüm ânınızda, niçin dünyâya meyledip hurma istediniz? Sabır etseydiniz, pekçok sevaplara kavuşurdunuz” dedi. O da;
“Sen dünyâya meyledeceksin!”
“Ben Ali bin Heytî hazretlerinin yıllarca hizmetiyle şereflendim. Son anda böyle ufak bir istekte bulunmamı çok mu görüyorsunuz? Öyle görüyorum ki, dünyâya asıl sen meyledecek ve Hristiyan olacaksın” dedi ve biraz sonra vefât etti.
Cenâze işlerinden sonra Abdüsselâm Bağdât’a gitmek üzere yola çıktı. Yolda bir Hristiyan kadın gördü. Onunla evlenmek istedi. Kadın Hristiyan olması şartı ile evlenme teklifini kabul edeceğini söyledi. Abdüsselâm, nefsine mağlûb olarak, Hristiyan oldu. Ancak son nefesinde Ali bin Heytî hazretleri imdadına yetişti ve Kelime-i şehâdet getirip Müslüman oldu.