Ahmed bin Cübbâb hazretleri, Kurtubalı (Endülüs) olduğu için “Kurtubî”, Mâlikî âlimi olduğu için de kendisine “Mâlikî” denilirdi. Cübbe satan babasına verilen “Cübbâb” lakabından dolayı, “İbn-i Cübbâb” diye tanındı. 246 (m. 860) yılında Kurtuba’da doğdu. 322 (m. 933) yılında vefât etti... Kıymetli eserler yazdı...
İlim tahsili için Endülüs’ten (İspanya) başka, kuzey Afrika, Mısır, Hicaz ve Yemen bölgelerini dolaşan İbn-i Cübbâb, birçok âlimden ilim öğrendi. Muhammed bin Veddâh, Balayy bin Mahled, İshâk ed-Deberî, Ali bin Abdülazîz, Kâsım bin Muhammed el-Huşenî, İbn-i Ziyâd, İbrâhîm bin Kâsım, Karâtisî, Yahyâ bin Ömer; Muhammed bin Ali bin Dâig, Ahmed bin Ömer Mâlikî gibi âlimlerden ders alıp ilim tahsil etti. Hammâd bin Zeyd’den de ders aldı. Bunların birçoğundan hadîs-i şerîf rivâyet etti. Yüzbinden fazla hadîs-i şerîf ezberleyerek “hâfız” oldu. Sâhib olduğu ilimleri, gittiği yerlerde yaydı. Pek kıymetli eserler yazıp, mümtaz talebeler yetiştirdi. Endülüs’te Mâlikîlerin imâmı oldu...
İbâdet ve tâatte en öndeydi
Ahmed bin Cübbâb hazretleri, fıkıh ve hadîs ilminde ibâdet ve tâatte en öndeydi. Mecbur kalmadıkça evinden çıkmaz, vaktini talebelerine ders vermek, kitap yazmak ve ibâdet etmekle geçirirdi. Her işinde Allah rızâsını düşünürdü. Başta oğlu Muhammed olmak üzere; Muhammed bin Ahmed bin Ebî Deylem, Abdullah bin Muhammed bin Muhammed bin Ali Bâcî ve o devirde Kurtuba’da ilim tahsil edenler, kendisinden ders aldılar.
“Gitmeye hazırlanıyoruz!..”
Bu mübareğin son sözleri şunlar oldu:
“Allahü teâlâ, Allah yolunda öldürülenleri Cennetine koyar. Cennetleri vasfetmeye gerek de yoktur, çünkü Allahü teâlâ o Cennetleri onlara defalarca tanıtmış ve pek çok defa tasvif etmiştir. İnşallah biz de tanıdığımız o diyara gitmeye hazırlanıyoruz...”