Abdülmü’min bin Abdülhak el-Bağdadî, Irak evliyasındandır. Doğum ve vefat tarihleri hakkında bir bilgi yoktur. Bağdad’da Müslümanlara sohbet ederdi. Buyurdu ki:
“Havf, Allahü teâlânın azâbından korkmak ve recâ, Allahü teâlânın rahmetinden ümitli olmak, bir kuşun iki kanadı gibidir. İkisi birden bulunursa, hem kuş, hem de uçuş düzgün ve mükemmel olur. Kanatların birisi bulunmazsa, kuş da, uçuş da noksan olur. Kanatlarının ikisi de bulunmazsa kuş ölüme terk edilmiştir.” Allah korkusunun alâmeti!
“Bir kimsenin Allahü teâlâdan korkmasının hakîkî olduğunun alâmeti, Allahü teâlâdan başka hiçbir şeyden korkmamasıdır.”
Tövbe husûsunda da şöyle buyurdu:
“Tövbe; pişmanlık ve günahı bırakmaktır.”
“Affa, mağfirete, müsâmahaya kavuşurum diyerek, günahlardan tövbe etmeyi terk etmek, o günahı işlemekten daha beterdir. Tövbe ve pişmanlıkta Allahü teâlânın hoşnutluğu vardır.”
“Tefekkür nedir?” diye soran birisine ise;
“Tefekkür dört türlü olur: Allahü teâlânın mahlûklarındaki güzel sanatları, faydaları düşünmek, O’na inanmaya ve sevmeye sebeb olur. O’nun vadettiği sevapları düşünmek, ibâdet yapmaya sebeb olur. O’nun haber verdiği azapları düşünmek, O’ndan korkmaya, kimseye kötülük yapmamaya sebeb olur. O’nun nîmetlerine, ihsânlarına karşılık, nefsine uyarak günah işlediğini, gaflet içinde yaşadığını düşünmek, Allah’tan hayâ etmeye, utanmaya sebeb olur” diye cevap verdi.
Sabır husûsunda buyurdu ki: “Sıkıntılara sabretmeyen kimsede rızâ yoktur. Nîmetlere şükretmeyen kimsede kemâl yoktur. Allahü teâlâya yemîn ederim ki, ârifler, Allahü teâlâya muhabbet, O’nun takdirine rızâ ve O’nun nîmetlerine şükür ederek vâsıl olmuşlardır.”
“Yâ Rabbi! Maksadım sensin”
Abdülmü’min bin Abdülhak el-Bağdadî hazretlerinin, vefatı anındaki son sözleri şunlar oldu:
“Yâ Rabbi! Maksadım sensin. Hakkındaki zannını iyi yaptım. Çünki (Kulum beni nasıl umarsa onu öyle karşılarım) buyurdun. Senin hakkındaki zannım iyidir. Yâ Rabbi! Günahlarımı affet. Kusurlarımı bağışla. İbadetlerimdeki kusurlarımı afv ve mağfiret eyle.”