ARA
İSLAM TARİHİ ANSİKLOPEDİSİ

PEZDEVÎ (Ali bin Muhammed)

Mâverâünnehr’de yetişen Hanefî fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ali bin Muhammed bin Hüseyn bin Abdülkerîm bin Mûsâ bin Îsâ bin Mücâhid en-Nesefî el-Pezdevî’dir. Künyesi Ebü’l-Hasen’dir. Fahr-ül-İslâm lakabı ile meşhûr oldu. 1009 (H. 400) yılları civarında İran’ın Pezde (veya Bezde) şehrinde doğup büyüdüğü için, Pezdevî nisbetiyle meşhûrdur. Babası Muhammed, Semerkand ve Buhara kadılığında (hâkimlik) bulunmuş, sonra vazifeden ayrılarak Pezde’ye yerleşmiştir. Kardeşi Muhammed bin Muhammed el-Pezdevî de, Mâverâünnehr’de Hanefî âlimlerinin en büyüklerindendir ve Sadr-ül-İslâm lakabı ile meşhûr olup, kitapları kolay anlaşıldığından, Ebü’l-Yüsr diye künyelenmiştir. Fahr-ül-İslâm Pezdevî de; kitaplarının zor anlaşılması sebebiyle, Ebü’l-Usr künyesi ile meşhûr oldu ve bir çok eser yazdı. 1089 (H. 482) senesi Receb ayının beşinde Keşş denilen yerde vefat etti. Kabri Semerkand’dadır.

Fahr-ül-İslâm Pezdevî, Hanefî mezhebi âlimlerinin büyüklerindendir. Hanefî fıkhının fürû’ ve usûl bilgilerinde zamanındaki âlimlerin imâmı, en büyüğü idi. Çeşitli ilimleri de kendinde toplayan bu âlimin kitapları çok muteberdir.

Fahr-ül-İslâm Pezdevî, mezhebini ezbere bilmesi darb-ı mesel olmuştu. Onun bu büyüklüğü herkes tarafından bilinir ve her zaman konuşulurdu. Sem’anî; “O, Mâverâünnehr’in fakîhi, imamların ve en büyük âlimlerin üstadı, İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin mezhebinin kuvvetli ve büyük bir mensubu idi” demektedir. Mâverâünnehr’in en büyük fakihlerinden olan Şems-ül-eimme Muhammed bin Sehl es-Serahsî ile aynı asırda yaşamış ve Abdülazîz bin Ahmed el-Halvânî tarafından idare edilen medresede, İmâm-ı Serahsî’ye arkadaşlık etmişti. Ayrıca o; hadîs ilmini de tahsîl edip, bir çok hadîs-i şerîf rivayetinde bulunmuştur. Arkadaşı olan Semerkand hatîbi Ebü’l-Meâlî Muhammed bin Nasr bin Mensur el-Meydânî ve kendi oğlu Kadı Ebû Sabit el-Pezdevî, ondan rivayette bulunmuşlardır. Bir ara gittiği Semerkand’da ders okutmuştur.

Başlıca eserleri şunlardır:

1-Kenz-ül-vüsûl ilâ ma’rifet-il-usûl: Usûl-i Pezdevî adı ile bilinen kitabı, usûl-i fıkıh ilminde en mu’teber eserdir. Osmanlı Devleti zamanında medreselerde çok okutulan ve önem verilen bu kitap, teferruatlı olduğu gibi, i’câzın mükemmel bir örneği de sayılmıştır.

2-El-Mebsût: On bir cildlik bir fıkıh kitabıdır.

3-Tefsîr-ül-Kur’ân: Yüz yirmi cild olan bu eser, ele geçmemiştir.

4-Şerh-i Câmi-i kebîr ve Câmi-i sagîr: Usûl ilmine ait olan iki kıymetli eserdir. 5-Ginâ-ül-fukahâ, 6-Er-Risâle fi kırâat-il-musallî, 7-Zellet-ül-Kârî, 8-Ez-Ziyâdâd: Fıkıh ilminin füru’ mes’elelerini anlatan bir eserdir. Bir nüshası, Süleymâniye Kütüphanesi Fâtih kısmı No: 1665’de kayıtlıdır.

9-Ziyâdât-üz-ziyâdât: Ziyâdât kitabının sonunda vardır.

10-Şerh-ül-hidâye: Hidâye adındaki fıkıh kitabının nikâh babına kadar olan kısmının şerhidir.

Bu eserlerden yalnız birincisi matbûdur.

TÜM CİLDLER
CİLDDEKİ İÇERİKLER