ARA
İSLAM TARİHİ ANSİKLOPEDİSİ

NU’MÂN BİN MUKARRİN MÜZENÎ (radıyallahü anh)

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin Eshâbından. Hazret-i Ömer zamanında Nihâvend’de İranlılarla yapılan savaşa kumandan olarak katıldı ve orada şehîd oldu.

Künyesi Ebû Amr olan Nu’mân bin Mukarrin, aslen Müzeyyine kabilesinden idi. Bu yüzden Müzenî nisbet edildi. Hudeybiye musâlehasından sonra, kabîlesi mensupları ve kardeşleri ile birlikte Resûlullah efendimizin huzuruna gelip İslâmiyet’le şereflendi. Muhacirinden oldu. Resûlullah efendimizin gazalarına katıldı. Mekke’nin fethinde, Müzenîlerin sancakdârlığını yaptı. Huneyn gazvesine iştirak etti. Veda haccında hazır bulundu. Resûlullah efendimizin âhireti teşrifinden sonra, Medîne-i münevverede ikâmet etti. Hazret-i Ebû Bekr’in hilâfeti zamanında mürtedlerle yapılan savaşlara katıldı. Hazret-i Ömer devrinin başlarında Irak taraflarındaki savaşlara katılan orduda bulundu ve bâzı birliklere komutanlık yaptı. İslâm ordusu komutanı Sa’d bin Ebî Vakkâs tarafından, İran kumandanı Rüstem’e elçi gönderildi. Kadisiye zaferinden sonra emrine verilen küçük bir birlikle Kûfe’den Ehvaz şehri üzerine yürüdü. Buranın fethinden sonra, Ebû Mûsâ el-Eş’arî ile birlikte Şüster (Tüster) şehrini kuşatıp teslim aldı. Esir aldığı kale kumandanı Hürmüzân’ı Medîne’ye gönderdi. Sonra kendisi de Medîne’ye geldi.

İslâmiyet’i yaymak için büyük gayret gösteren hazret-i Ömer, müslüman olan Hürmüzân’dan İran’ın durumunu soruşturdu. İlk önce İsfehan üzerine yürümeye karar verdi. İsfehan’a gidecek İslâm ordusuna komutan olarak da Sa’d bin Ebî Vakkâs’ın yerine Nu’mân bin Mukarrin’i tâyin etti. Nu’mân bin Mukarrin, Medîne-i münevvereden hareketle İran’a ulaştı. Cündişapur ile Sus şehirleri arasında iken hazret-i Ömer’in emriyle Nihâvend taraflarına yürüyen Nu’mân bin Mukarrin (radıyallahü anh), 642 (H. 21) senesinde Nihâvend’de İranlılarla yapılan savaşta şehîd oldu. (Bkz. Nihâvend Savaşı). Nu’mân bin Mukarrin’in şehîd olduğunu haber alan hazret-i Ömer, minbere çıkıp durumu müslümanlara anlattı. Sonra da elini başına koyarak ağladı.

Abdullah bin Mes’ûd (radıyallahü anh); “îmânın ve nifakın bir çok evleri vardır. Mukarrin oğullarının evi, îmânın konakladığı evlerden biridir” buyurmuştur.

TÜM CİLDLER
CİLDDEKİ İÇERİKLER