ARA
İSLAM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

Hanefî âlimlerinden. İsmi, Ömer bin Muhammed bin Ömer bin Muhammed bin Ebû Nasr’dır. Künyesi Ebû Hafs olup, lakabı Reşîdüddîn’dir. 632 (m. 1234) târihinde vefât etti. Kendi memleketi olan Fergâne’de âlim oldu. Fergâne, Mâverâünnehr şehirlerinden birisidir. Ömer Fergânî daha genç yaşta Bağdad’a geldi. Şihâbüddîn Ömer Sühreverdî ile görüştü. Bağdad’ın batı tarafında bulunan Mensûr Câmii’ne komşu olan Züzenî dergâhında kaldı. Sonra, Vâsıt şehrine gitti. Vâsıt şehrinin civarındaki yerlerde bulundu. Senelerce Ahmed Rıfâî hazretlerinin oğullarının yanında kaldı. Bu zaman zarfında kendisini ibâdete verdi. Onlarla akraba oldu. Onlar kendisinden çok istifâde ettiler. Onun yanında fıkıh okudular. İki sene sonra Bağdad’a döndü. Buradan Şam ve Cezire mıntıkasına gitti. Sincâr’da bir müddet kaldı. Sincâr Câmii’nde fıkıh ve edebî ilimler ve usûl-i fıkıh okuttu. Tekrar Bağdad’a döndü. Bir müddet Bağdad’ın batı tarafında bulunan Amîd dergâhında kaldı. Kendisine Tutuşiyye Medresesi’nde ders vermesi teklif edildi. Fakat o bunu kabûl etmedi. 631 (m. 1234) senesi Receb ayında Müstensıriyye Medresesi açıldığında, Reşidüddîn o gün önde gelen Hanefî âlimlerinden idi. Burada ders vermesi teklif edildi, önce bu teklifi şiddetle reddetti ise de, daha sonra kabûl etti. Vefâtına kadar, orada müderris olarak kaldı. Vefâtında memleketin ileri gelenleri, kalabalık bir cemâat hâlinde cenâze namazında bulundu. Hayzerân kabristanına defnedildi.

İbn-i Neccâr, Ömer Fergânî’yi şöyle anlatır: “O, fıkıh, usûl, hılâf, kelâm ve Arabî ilimlerde pek yükselmişti. Çok güzel hattı vardı. Nazım ve nesirde pek mahir idi. Tasavvuf yolunda da pek ileri derecelerde olup, çok ibâdet ederdi. Tevâzu ve ahlâk sahibi idi. İbn-i Kati’î’nin yanında, Sahîh-i Buhârî’nin çoğunu okudum. O da, ben okurken dinliyordu. Hadîs-i şerîf rivâyetinde bulunmamıştır.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Târih-i Ulemâ-i Müstensıriyye cild-1, sh. 118,

2) Bugyet-ül-vuât sh. 346

3) Mir’ât-ül-cinân cild-4, sh. 243

4) Cevâhir-ül-mudiyye cild-1, sh. 396

ALFABETİK SIRA
HİCRÎ ASIRLAR