ARA
İSLAM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

Tefsîr, fıkıh, kelâm, usûl-i fıkıh, nahiv ve mantık âlimi. İsmi, Muhammed bin Ahmed bin Muhammed bin İbrâhim bin Ahmed bin Hâşim Mahallî olup, lakabı Celâleddîn’dir. 791 (m. 1389) senesinde Kâhire’de doğdu. 864 (m. 1459) senesinde vefât etti.

Kâhire’de yetişen Celâleddîn Mahallî, burada Kur’ân-ı kerîm ve çeşitli ilmî kitapları okudu. Fıkıh, usûl-i fıkıh ve Arab dili ve edebiyatını, Şemsüddîn Bermâvî’den öğrendi. Baybarsiyye denilen yerde Şemsüddîn Bermâvî’nin yanında kaldı. Ondan çok istifâde etti. Fıkıh ilmini; Beycûrî, Celâleddîn Belkînî, Velî el-Irâkî’den, usûl ilmini; İzzeddîn bin Cemâ’a’dan, nahiv ilmini; İbn-i Hişâm’ın torunu Şihâbüddîn Uceymî’den ve Şemsüddîn Şetnûfî’den, ferâiz ve hesâb ilimlerini; Nâsırüddîn bin Enes Mısrî’den, mantık, cedel, meânî, beyân, arûz ve usûl-i fıkıh ilmini; Bedrüddîn Aksarayî’den öğrendi. Tefsîr ve diğer ilimlerde meşhûr olan Bisâtî’den çok istifâde etti. Bisâti’nin yanında kaldı. Alâüddîn Buhârî’den de istifâde eden Celâleddîn Mahallî, ona, çok fazla hürmet gösterdi. Celâleddîn Mahallî; Nizâmüddîn Sayrâmî, Şemseddîn bin Deyri ve diğer Hanefî âlimlerinin, Mecdüddîn Berâmî, Şemseddîn Irâkî ve diğer Şafiî âlimlerinin ve Şihâbüddîn Ahmed Magrâvî el-Mâlikî’nin derslerinde hazır bulundu. Ayrıca Kemâlüddîn Demîrî, Şihâbüddîn İbni İmâd, Bedrüddîn Tanbedî ve birçok âlimlerin ilim meclislerinde bulundu. Hadîs ilmini Velî el-Irâkî ve Hâfız İbni Hacer’den öğrenmiştir. Velî el-Irâkî’nin Elfiye şerhini okuyan Celâleddîn Mahallî’ye, bu şerhi okutması için icâzet verilmiştir.

Aklî ve naklî ilimlerde akranlarından çok ileride olan Celâleddîn Mahallî, geçimini manifaturacılıktan sağlıyordu. Daha sonra, yerine dükkânda duracak birini buldu. Yine arasıra dükkâna gidip gelirdi. Kendisini eser yazma ve ders okutma işine verdi. Cem’ul-Cevâmi’, Verekât, Minhâc-ı Ferî ve Berde kitaplarına şerhler yaptı. Bu şerhlerinin kısa ve anlaşılır olmasına dikkat etti. Hacca dâir bir eser yazdı. Âlimler, onun eserlerini okumak için çok gayret gösterdiler. Şemsüddîn Bâmî, onun yazmış olduğu eseri Venâî’den dinledi. Onun bu eserini beraberinde Şam’a götürdü. Celâleddîn Mahallî’nin eserlerini ilk defa Şam’a götüren Şemsüddîn Bâmî olmuştur. Hattâ talebelerine, Celâleddîn Mahallî’nin eserlerini yazmalarını ve okumalarını emretmiştir.

Celâleddîn Mahallî, ilimde derin bilgi sahibi olması ile meşhûrdur. Ondan pekçok kimse ilim öğrenmiş. Fazîlet sahibi kimseler, ondan ilim öğrenmek için uzak beldelerden yanına gelmişlerdir. Birçok kimse ondan icâzet alıp, daha o hayatta iken ders vermişlerdir.

Celâleddîn Mahallî, az hadîs-i şerîf rivâyet etti. Büyük âlimler onun derslerini dinledi. Şemsüddîn Muhammed bin Abdürrahmân Sahâvî, ondan ilim öğrendiğini söylemiştir. Celâleddîn Mahallî 844 (m. 1440) senesinde Şihâbüddîn Kevrânî’nin yerine Berkûkiyye Medresesi’nde fıkıh dersleri verdi. Müeyyidiyye Medresesi’nde de müderrislik yaptı. Ona kadılık vazîfesi teklif edildiği hâlde kabûl etmedi.

O, çok zekî idi. Kâmiliyye Câmii’nin İmâmı, onun meşhûr âlim Venâî ile olan ilmî bir sohbetine rastladığını, Celâleddîn Mahallî’nin konuşmalarını çok beğendiğini ve takdîr ettiğini söylemektedir, ince dînî mevzûları çok kolay çözer ve anlaşılabilecek şekilde anlatırdı.

Celâleddîn Mahallî, büyük-küçük herkesin hürmetini, takdîr ve sevgisini kazanmıştı. Vekar sahibi idi. İlimdeki yüksekliği her tarafa yayıldı. Uzak memleketlerden fetvâ almak için ona gelirlerdi. O, fakirlere ve muhtaçlara devlet tarafından yardım yapılması için gerekli teşebbüslerde ve tavsiyelerde bulunurdu.

Celâleddîn Mahallî, birkaç defa hacca gitti. Daha sonra yakalandığı bir hastalıktan vefât etti. Bab-ün-Nasr kapısında bulunan musalla taşının önünde, kalabalık bir cemâat cenâze namazını kıldı. Babasının ve dedelerinin bulunduğu kabristanda, hayatta iken tahsis etmiş olduğu kabre defnedildi. Onun vefâtına herkes çok üzüldü. Dîne olan hizmetinden dolayı, herkes onu hayırla andı. Vefâtından sonra, bir talebesi onun için bir mersiye yazdı.

Celâleddîn Mahallî birçok eser yazmıştır: Yazdığı eserlerden bâ’zıları şunlardır: 1-El-Envâr-ül-mudiyye fî medh-i hayr-il-Beriyye ( aleyhisselâm ), 2-Teshîl-ül-fevâid fin-nahvi, 3-Tefsîr-ül-Kur’ân-il-Kerîm: Celâleddîn Mahallî, İsrâ sûresine kadar tefsîr etti. Kalan kısmın tefsîrini Celâleddîn Süyûtî tamamladı. Onun için bu tefsîre, Tefsîr-i Celâleyn (iki Celâleddîn’in yaptığı tefsîr) denir. 4-El-Cehr bil-Besmele, 5-Şerh-ül-İ’râb an-Kavâid-il-İ’râb, 6-Şerhu cem’ıl-cevâmi’ lis-Sübkî (Usûl-i fıkha dâir bir eser), 7-Şerh-ül-verakât li İmâm-il-haremeyn, 8-Kenz-üz-zehâir fî şerh-ıt-tâiyyeti, 9-Kenz-ur-râgıbîn fî şerhi minhâc-it-tâlibîn lin-Nevevî fil-Fürû’, 10-Menâsik-ül-Hâcc, 11-Kitâb fil-cihâd, 12-Hâşiyet-ün-alâ şerhi Câmi’ul-Muhtasar, 13-Hâşiyet-ün-alâ cevâhir-il-Esnevî, 14-Şerh-uş-Şemsiye fil-mantık, 15-Tekmîl-ül-mekâsıd li İbn-i Mâlik (Nahiv ilmine dâir bir eserdir), 16-Muhtasar-ut-tenbîh liş-Şîrâzî (Şafiî fıkhına dâir bir eserdir.)

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-8, sh. 311

2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-7, sh. 39

3) Şezerât-üz-zeheb cild-7, sh. 303

4) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 202

ALFABETİK SIRA
HİCRÎ ASIRLAR