Evliyânın büyüklerinden. Seyyid olup Kâdiriyye yolunda kemâle ermiştir. 1514 (H.920) senesinde doğdu. 1615 (H.1024) senesinde vefât etti. Kabri, Hindistan’da Lahor şehrindedir. Tasavvufta Şeyh Dâvûd-i Cühenî’nin sohbetlerinde kemâle erdi.
Sevenlerinden biri şöyle anlatmıştır: Bir gün Şâh Ebü’l-Meâlî hazretlerinin huzûrunda oturup sohbetini dinliyorduk. O sırada birisi ona bir tesbih hediye etti. İçimden; “Eğer kerâmet ehli bir zât ise bu tesbihi bana verir diye düşündüm." Huzûrundan gitmek üzere izin isteyip çıkacağımız sırada tesbihi bana verdi ve; “Her ne zaman tesbihi eline alırsan yüz defâ salevât oku.” buyurdu.
Ahmed Nîmetullah şöyle anlatmıştır: “Bir gün hatırımdan şöyle geçti. Ben Abdülkâdir Geylânî hazretlerine tam bir îtimâdla bağlıyım. Acabâ o hazret benden haberdâr mı, diye düşündüm. O gece rüyâmda bir işimde âciz kalmıştım. Başım da açıktı. O sırada Abdülkâdir Geylânî hazretleri gözüküp; “Molla Nîmetullah! Biz böyle yerlerde sizden haberdârız!” buyurdu ve bana beyaz bir sarık verdi. Sabahleyin Şâh Ebü’l-Meâlî beni huzûruna çağırttı. Varınca bana beyaz bir sarık verdi ve; “Bu o sarıktır.” buyurdu.”
El-Tuhfet-ül-Kâdiriyye adlı eseri, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin kerâmetlerini ve hallerini anlatır.
1) Sefînet-ül-Evliyâ; s.195